EDUARDO CAMAVİNGA’NIN YAŞAM ÖYKÜSÜ
- Caner Erisgin
- 30 Kas 2021
- 5 dakikada okunur

Çok uzaklarda değil, oldukça yakın zamanda Avrupa spor manşetlerini süsleyecek bir isim var. Mülteci kampında başlayan bir hikaye, hayatın zorluklarını öğreten bir çocukluk, tüm bu zorluklara rağmen daima pozitif olan ve yalnızca ileriye bakan bir karakter: Eduardo Camavinga.
ÇOCUKLUK YILLARI

Eduardo Camavinga, 10 Kasım 2002 tarihinde Angola’nın Cabinda Eyaleti’ne bağlı olan Miconge komünündeki bir mülteci kampında, 6 çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Eduardo’nun hayata gözlerini açtığı dönemde Angola, henüz sonlanmış olan iç savaşın ardından, yeni bir başlangıç yaparak savaşın bıraktığı derin yaraları sarmakla meşguldü. Portekiz’in Angola’dan ayrılması sonucu ortaya çıkan iktidar mücadelesi, örgütler arası bir iç savaşa yol açmıştı. 27 yıl süren savaş, 500.000 insanın hayatını kaybetmesine, bolca acıya, hüzne ve kaosa neden olmuştu. İşte böyle karanlık bir ortamda dünyaya gelen Eduardo Camavinga için hayat, başından itibaren kolay olmayacaktı.
Aslen Kongolu olan Camavinga ailesi Angola’nın bu devasa kaos ortamından kaçıp Fransa’da önce Lille’e, daha sonra ise Rennes’in Fougêres kasabasına yerleştiğinde, Eduardo henüz 1 yaşındaydı. Eduardo Camavinga, ailesinin ona anlattığı hikayeler ve birlikte yaşadıkları tüm zorluklardan sonra, hayatta kötü şeylerin sürekli var olduğunu ve bu kötü şeylere rağmen pozitif kalabilmenin önemini anladığını söylüyor.
FUTBOL İLE TANIŞMA YILLARI

Eduardo için spor hayatı ilk olarak judoyla başlar. Abisinin de judoya meraklı olmasından dolayı Eduardo, kendini bu alanda geliştirmek ister. Ancak futbola da ilgi duyan küçük Eduardo’nun hayatı, öğretmeninin annesine, onun ders aralarının çoğunu futbol oynayarak geçirdiğini ve bu konuda arkadaşlarından çok daha yetenekli olduğunu söylemesiyle bambaşka bir yola evrilir. Annesi Sofia ve babası Celestino aralarında bir karar alarak 7 yaşındaki Eduardo’yu Fougêres kulübüne kayıt ettirirler. Eduardo Camavinga’nın mülteci kampından çıkarak, dünyanın en büyük kulüplerinden Real Madrid’e uzanan hikayesi işte tam olarak burada başlar...
Fougêres kulübünde futbol oynamaya başlayan Eduardo, her geçen gün daha da iyiye gidiyordu. Eski antrenörü Nicolas Martinais, özel bir şeye sahip olduğunu görmenin uzun sürmediğini söyleyerek, kendinden büyük çocuklarla oynadığını ve hiç adaptasyon sorunu yaşamadığını belirtiyor. Bu, anormal bir durum olsa da, küçük Eduardo bunu doğal karşılıyordu. Kariyeri boyunca adımlarını her zaman birer birer ve alçakgönüllü bir şekilde attı. Fougères kulübünde antrenör olan Jo Burel onun için,
“Gol atmaya ihtiyacımız olduğunda onu forvete, skoru korumamız gerektiğinde onu savunmada oynatırdık. Savunmada olmasına rağmen herkesi geçerek gol attığı maçları anımsıyorum.” diyor.
Burel ayrıca, sahada geçirmiş olduğu 50 yıllık kariyerinde onun kadar özellikli bir futbolcuyla çalışmadığını ifade etmiştir.
BU AİLENİN UMUDU SENSİN!

Eduardo Camavinga hayatının dönüm noktalarından biriyle henüz 5. sınıf öğrencisi iken karşılaştı...
Camavinga o dönemi şöyle anlatıyor:
“Yangını dün gibi hatırlıyorum. Okuldaydım ve itfaiyecilerin evimizin penceresinden dışarı çıktığını gördüm. Dersin sonunda öğretmenler bana ve küçük kardeşime geldiler ve olanları anlattılar, babam bizi aldı ve oraya götürdü.”
Ailesi Angola'dan taşınmış ve o evi kendi emekleri ile inşa etmişlerdi. Şimdi ise, yanışını izliyorlardı. Camavinga ailesi için, işler iyi gitmiyordu… Fougères kulübü ve bir yardım kuruluşu, ihtiyaçlarını karşılamaları ve eksiklerini gidermeleri için Eduardo ve ailesine yardımcı oldu. O dönemi Camavinga’nın antrenörü Nicolas Martinais şöyle anlatıyor;
“Göçmen pasaportlarından, bütün eşyalarına kadar her şeylerini kaybettiler. O gün burası tam bir gözyaşı deniziydi diyebilirim.’’
Kulüp daha sonra kıyafet, mobilya ve oyuncak toplamak için seferber oldu. Nicolas Martinais bu yardımları ulaştırmak için ailenin yanına geldiği gün, Rennes'ten Eduardo’yu takip eden bir yetkilinin arayıp, Eduardo’yu bir turnuvaya davet ettiğini söyledi. O gün babası Celestino, oğlu Eduardo’yu karşısına alarak şunu söyler;
“Bu ailenin umudu sensin!”
Yangının yaşandığı 2013 yılında Camavinga 11 yaşındaydı ve henüz bu yaşta işler onun için çöküşün eşiğindeydi. O ise kalktı ve antrenman yapmaya devam etti. Futbol onun için bir kaçış yoluydu. Babası ona bazı şeyleri tekrar hatırlattı:
“Endişelenme, harika bir futbolcu olacaksın ve bu evi yeniden inşa edeceksin."
RENNES YILLARI

Üstün dayanıklılığı ve zorlukların üstesinden gelme yeteneği ile futbola daha sıkı sarılan genç Eduardo, aynı yıl içerisinde Stade Rennes Akademisi’ne katıldı. 2013 yılından itibaren gelişimini burada sürdüren Eduardo Camavinga, takvimler Aralık 2018’i gösterdiğinde; Sylvain Wiltord, Yoann Gourcuff ve Ousmane Dembele gibi genç ve yetenekli futbolcular yetiştirmeye alışkın bir kulüp olan Rennes ile profesyonel sözleşme imzaladı. Rennes takımıyla antrenmanlara başlamasından yaklaşık 3 ay sonra, 6 Nisan 2019 tarihinde Angers deplasmanında 89. dakikada oyuna girerek ilk maçına çıkmış oldu. Bu onu Ligue 1 tarihinde, Rennes forması giyen en genç oyuncu konumuna getirdi. Aynı zamanda Avrupa’nın 5 büyük liginden birinde, 2002’den sonra doğan futbolcular arasında forma giyen, ilk isim oldu. Rennes tarihinin en genç golcüsü unvanını ise, 17 yıl 1 ay ile Lyon deplasmanının 89. dakikasında, büyük soğukkanlılıkla kaydettiği gol sayesinde kazanmış oldu.
VATANDAŞLIK SORUNU

Eduardo Camavinga’nın Fransız vatandaşı olma serüveni de bir hayli ilginç.
1 yaşından itibaren Fransa’da yaşayan oyuncu, Kasım 2019’a kadar vatandaşlığa hak kazanamamıştı. Evlerinde çıkan yangında göçmen belgelerinin kül olması, bu süreci uzatan faktörlerden biriydi. Ancak oldukça manidar bir şekilde Eduardo’nun git gide dikkat çeken bir futbolcuya dönüşmesi, belki de bu işlemlerin hızlanmasına neden olarak, Fransa’ya göç edişlerinin 16 yıl sonrasında Fransa Futbol Federasyonu’nun özel çabasıyla tüm ailesi ile birlikte Fransız vatandaşlığı aldı. Böylelikle Camavinga, Fransa formasını giymeye de hak kazanmış oldu.
Bu tarihten itibaren 4 kez Fransa 21 yaş altı takımının formasını giyen Eduardo, 27 Ağustos 2020 tarihinde Paul Pogba’nın Covid-19 testinin pozitif çıkmasıyla beraber, ilk kez Fransa Milli Takımı’na davet edildi. Bu süreçte sadece 17 yıl, dokuz ay ve 17 günlük olan Camavinga, 1932 yılında Rene Gerard’dan bu yana Fransa Milli Takımı’na çağrılan en genç oyuncu oldu. Sahaya her adım attığı an yeni bir rekora imza atan genç oyuncu, 8 Eylül tarihinde Fransa’nın Hırvatistan karşısında 4-2 galip geldiği mücadelede forma giyerek 1914 yılında 17 yaşındayken Fransa Milli Takım forması giyen Maurice Gastiger’in ardından Fransa Milli Takım formasını sırtına geçiren en genç oyuncu oldu. (17 yaş 303 gün) 7 Ekim 2020 tarihinde Fransa’nın Ukrayna karşısındaki mücadelesinde takımının ilk golünü atan Eduardo Camavinga, Fransa Milli Takımı'nın yine 1914 yılından bu yana gol atan, en genç futbolcusu olarak tarihe geçti.
Box-to-box oyunu rahatlıkla oynayabilen oyuncu, kendini çok yönlü bir orta saha olarak tanımlıyor. Ben Arfa Camavinga’nın komple bir oyuncu olmasından şu sözlerle bahsediyor;
‘’Onun için imkansız diye bir şey yok, defans yapabilir, hava topuna çıkabilir, asist yapabilir ve gol atabilir. Zarif, zeki ve güçlü bir sol ayağı var.’’
TACKLEVİNGA

Camavinga’yı savunma ve orta saha blokları arasında, rakibe daha önde ve agresif basarak alanı daraltan, arkadaşlarının arkasındaki boşlukları kontrol eden ve gerektiğinde bu prese yardım eden bir oyuncu olarak düşünebiliriz. Camavinga, sahipsiz toplara kısa sürede hızlıca hamle yaparak topun kazanılmasında önemli rol oynayabildiği gibi top süren rakibiyle karşı karşıya kaldığında da vücut şeklini iyi ayarlayarak rakibinin opsiyonlarını azaltan, taymingi iyi olan ve bu sayede kolayca topu kapabilen bir oyuncu. Hatta sırf bu yüzden arkadaşları ona “Taclevinga” olarak sesleniyor.
REAL MADRİD SERÜVENİ

18-19lu yaşlarda birçok oyuncu Real Madrid’e yetenekleri dolayısıyla transfer olmuştur. Ancak onların kalıcı olup, yıllarca kulübe hizmet edip etmeyeceğini belirleyen en önemli durumlardan biri de, genellikle oyuncunun karakteridir. Eduardo’nun Fougères’de geçirdiği senelere nazaran ona güzel imkanlar sağlayabilecek bir geliri var. Birçok oyuncu böyle durumlarda lüks yaşamın rüzgarına kapılararak, kariyerinde daha yukarıları görebilecekken, senelerce yerinde saymış veya performansı düşerek alt seviyelerde futbol yaşantısını sürdürmüştür. Eduardo, yeteneklerinin ve kazancının yanı sıra hala ailesinin yanında kalarak mütevazi yaşantısını sürdüren bir futbolcu. Fransa Milli Takım Kaptanı Hugo Lloris, Camavinga ile ilgili bir anısını şöyle anlatıyor.
“Takım halinde yemek yiyececeğimiz esnada Eduardo’nun herkesin oturmasını beklediğini gördüm. Milli takıma yeni katılmıştı, o gerçekten saygılı bir çocuk.’’
Onun yetenekleri Madrid seviyesinde olsa da, Rennes’de oynamak ile dünyanın en büyük kulüplerinden birinde oynamak kesinlikle aynı şey değil. Ancak yeteneklerinin yanı sıra, karakter olarak da düzgün bir tutuma sahip olması, muhtemelen Real Madrid’in kendisine uzun yıllar hizmet edebilecek bir oyuncu kazanmış olması anlamına geliyor. O, genç yaşına rağmen hayatın darbeleriyle ve olumsuz koşullarıyla nasıl başa çıkabileceğini bilen ve hayatı bununla geçen bir sporcu. Real Madrid’in performansınızın en üst seviyede olsa dahi ufak düşüşler yaşadığınızda bile buna tahammülü olmayan bir taraftar topluluğu var. Kim bilir belki de Eduardo’nun hayatın zorlukları ile karşılaşması, onun Madrid serüveninde karşılaşacağı zorluklarla daha kolay başa çıkabilmesini sağlayacak.
Comments