Galatasaray’ın kadro yapısındaki sorunlar üzerine...

Dünyada kadrosunu genç oyunculardan kuran birçok takım, tecrübesiz oyuncuların yanını genelde birkaç tecrübeli oyuncu ile doldurur.

Nasıl ki bir iş hayatına ilk atıldığınız dönemde size yol gösteren, yaptığınız yanlışları patron görmeden telafi etmenizi sağlayan ve size işin inceliklerini öğreten meslek büyükleriniz varsa, futbolda da bazen bu iş benzer bir şekilde yürür.

Yakın bir zamana gidelim.

Ajax’ın 2018-2019 sezonunda Şampiyonlar Ligi’nde yarı final oynadığı ve herkese kök söktürdüğü sezon...

Kadro oldukça genç, ama bir o kadar da heyecan verici.

Takımın büyükleri Blind, Lasse Schöne, Klaas-Jan Huntelaar ve hepsinden daha göze çarpan isim Dusan Tadic.

Bu oyuncular yaşları ilerlemesine rağmen aslında o kadronun görünmeyen iskeletleriydi.

Zihinsel açıdan oldukça zeki ve tıpkı az önce bahsettiğim “yol gösteren meslek büyüğü” ifadesine çok uygun dört isim.

Asıl konumuz olan Galatasaray’a artık dönebiliriz...

Tıpkı Ajax’ta olduğu gibi genç dinamik ve istekli bir kadro yapısı.

Ve o kadroda yer alan genç takım arkadaşlarına tecrübeleri ile yol gösterici olması adına düşünebileceğimiz isimlere bir bakalım.

*Feghouli

*Babel

*Van Anhoult

*Yedlin

*Arda Turan

*Muslera

Hem saha dışında hem de saha içerisinde mental anlamda Tadic’e Huntelaar’a göre genç oyunculara örnek olarak nitelendirilmenin yanından dahi geçemeyecek Muslera harici 5 isim.

Galatasaray’da saha içerisinde yaşanan disiplin sorununun başlıca nedeni bana göre zaten bu konu. Tecrübeli oyuncuların maalesef gençlere saha içerisinde olumlu anlamda yol gösteren isimlerden oluşmaması...

BU DURUM NEYE NEDEN OLUYOR?

Bu durumun neden olduğu en önemli konu, sahada karşılaşılan birçok sıkıntıda çoğu zaman büyük takım reaksiyonu gösterememek oluyor. Çünkü takıma yeni katılan gençler böyle bir kültürden gelmiyor.

Kerem’in, Morutan’ın hatta Halil’in bazı bölümlerde yalnızca bireysel olarak kendilerini göstermeye çalışması, set oyunu yerine dikine giderek birçok top kaybı yapması, bu tip sorunların artarak devam etmesine neden oluyor...

MARCAO KEREM KONUSU

Marcao’nun takıma ilk katıldığı dönemde set oyununu fena oynamayan, topu rakibinin ayağına çok fazla bırakmayan ve bununla birlikte şampiyon olan bir Galatasaray vardı.

Sonraki senelerde de topun kıymetini bilmek, Galatasaray için en önemli unsurların başında gelmeye devam etti.

Ancak bu sene sezon başından itibaren ön bölgede yapılan alışılagelmişin dışındaki basit hatalar, Marcao’nun Kerem ile yaşadığı talihsiz olaya neden oldu.

Takımın Boey’in yokluğunda kullanılabilecek en sağlıklı iki beki Van Anhoult ve Andre Yedlin.

Bu iki isim de kariyerleri boyunca hep savunmasını geride kuran, oyuna hükmetmekten oldukça uzak takımlarda forma giymiş iki isim.

Kariyerleri boyunca önce savunmayı düşündükleri için Lazio maçında da Marsilya maçında da fena görüntü çizmediler. Ancak lige döndüğümüzde bu durum Avrupa’nın tam tersi şekilde cereyan ediyor. Çünkü ne orta yapabiliyorlar ne de önde oyun kurulumunda istikrarlı bir şekilde katkı sağlayabiliyorlar...

Zaten anadolu takımları ile oynanan maçlarda yaşanılan sorunlar da tam olarak buralardan kaynaklanıyor.

1-0 öne geçtiğinde önde tembel paslar atarak takımını zor duruma sokan Van Anhoult’tan, sağ bekte dağınık bir görüntü sergileyen Yedlin’e, sürekli aynı hataları tekrarlayan Luyindama’ya ve bu sezon mevkisinde yaptığı hatanın telafisi olmayacağının farkında bir görüntü sergilemeyen Muslera’ya kadar, Galatasaray’ın tecrübeli oyuncularının mental anlamdaki sorunlarına gerekli özen gösterilmezse bu durum önümüzdeki dönemde birçok sorunu beraberinde getirebilir.

FORMANIN HAKKINI VEREN ADAM

Bu sezon sahaya girdiği her maçta doğru işler yapan, goller atan, atamadığında yaptığı koşularla rakibini sıkıntıya sokan, sonradan oyuna girip takımını rahatlatan bir performans ortaya koyan, Galatasaray’ın bu sezonki bana göre en formda oyuncusu Mbaye Diagne.

Kariyeri boyunca disiplinsiz görüntüsüyle hiçbir kulüpte sevilen adam olamayan Mbaye Diagne, ilginçtir ki bu sezon takımın yol göstericisi konumunda.

Sadece işini yapmaya odaklanmış olması, en gergin anda Saliba’nın onun yakasından tutmasına rağmen karşılık vermemesi, artık onun yavaş yavaş olgun bir oyuncu moduna geçtiğini bizlere gösteriyor. Gerçi gelecek haftalarda yapacağı bir hareketle bu lafları bana yedirtedebilir. Fakat vücut dili, oyunda olduğu süre boyunca sadece sahada Galatasaray’a katkı yapmaya odaklanması, Diagne’yi bu sezon içerisinde takımın yol göstericisi konumuna getiren durumların başında geliyor.

KAPANIŞ;

Galatasaray’ın bu sezon üç seçeneği var;

1-)Tecrübeli oyuncuların silkelenerek kendine gelmesi(beklentim dahilinde değil)

2-)Kadroda sezon içerisinde yeni liderlerin doğması Nelsson gibi...(beklentim dahilinde)

3-)Bu sezonun geçiş sezonu olarak değerlendirilerek düşünülmesi ve fazla beklentiye girilmemesi.(olması muhtemel)

Galatasaray’ın kendi düzeyine yakın Lazio ve Marsilya gibi takımlara karşı çok net takdir edilesi bir oyun anlayışı var. Bunu avrupa haricinde ligimizde Trabzonspor’a karşı da gördük.

Fakat kendisinden aşağıda olan takımlar Galatasaray’a karşı ön alan baskısıyla birçok pozisyona girebiliyor veya geriye çekildiğinde Galatasaray’ı durdurabiliyorlar.

Terim’in de dediği gibi Galatasaray’ın başka bir oyuna ihtiyacı var. Yoksa ligdeki bu puan kayıpları artarak devam edecek gibi gözüküyor...