Türkiye u21 - Kosova u21 Karşılaşmasında Gözlemlerim...

Herkese merhabalar,

17 Kasım 2020 günü yine bir milli maçı gözlemlemek adına tribünde yerimizi almıştık.Daha bu maçtan 3 gün önce oyuncular ile ilgili düşüncelerimi belirttiğim için o kısmına bu yazımda girmeyeceğim.

Yalnız tabi ki oynanan oyundan biraz olsun bahsedeceğim.

Oyuncular pandemiden dolayı yedek kulübesinde değil de tribünde oldukları için onlara seslendiğimizde bizi duymaları çok kolaydı.

Şu an için çok değerli olmasa da ileride değerlenmesi açısından formasını istediğim bazı oyuncular vardı sonuçta bu oyuncuların bir çoğu wonderkid olarak lanse edilen isimler.

İlk olarak Kerem Aktürkoğlu'na seslendim. ''abi ben oynamıyorum maçta, formam da yok zaten yanımda'' cevabını aldım.Sonrasında gelecekte avrupanın dev kulüplerinde göreceğimizi düşündüğüm, Ravil Tagir geldi.Ona da seslendim,ancak onun da ağzında maske olmasından dolayı maalesef sesini duyamadım.İlk yarı bitince Ravil'e bir kez daha seslendim,eliyle sonra gibi bir işaret yaptı.İlerleyen dakikalarda maçta görev alması muhtemel olduğu için formayı maç sonunda vereceği anlamını çıkardım.Hatta yanımda arkadaşım ''böyle herkese seslenecek misin?'' diye utanarak sordu.Çünkü her seslenmemde yedek bekleyen bütün oyunculardan tutun milli takım fotoğrafçısı falan hep bana bakıyordu.Ben de ''Daha seslenmem.Çocuğu taciz etmeyelim daha fazla,verirse verir artık.'' dedim.

Aslında başka bir çok oyuncu olsa da Ravil'in formasını vermesi benim için yeterli olacaktı.Bir yandan maça bir yandan Ravil'i keserken karşılaşmanın son düdüğü çaldı.Ravil'e döndüğümde forma elinde bana geliyordu,ben alıyoruz formayı galiba diye düşünürken ''abi başkasına sözüm var'' cevabını aldım.

Üzülmedim diyemem bir an olsun umutlanmıştım ama mütevazi tavırları inanılmaz hoşuma gitti,çünkü o yaşlarda bir çok genç kardeşimiz hele hele pandemi döneminde arkasına bakmadan gidebilirdi.Ancak Altınordu altyapısı çıkışlı olmasından mıdır ailesinden aldığı terbiyesinden midir bilinmez,gelip bana bunun açıklamasını yapması,formayı almam kadar değerliydi.Umarım Ravil'i en iyi yerlerde görürüz ileride.

Maç sırasında acaba başkasından forma alır mıyım diye düşünürken bir aile dostumuzu sahanın içerisinde gördüm ve babamı aradım. O da görüşmesinde forma almanın çok zor olduğunu ama bizim için uğraşacağının sözünü almış. Maçtan bir gün sonra ben formadan bütün umutları kesmişken telefonum çaldı ve aile dostumuz Ali Akman'ın formasının benim için ayarladığını söyledi,formanın şu an için olmasa da ileride çok daha değerli olacağını düşünüyorum,bekleyip görelim.

Bu arada bu olaylar haricinde maçta inanılmaz yağmur vardı ve maçı baştan sona kadar ayaklarım ıslak bir vaziyette izledim,şu günlerde de hasta bir vaziyette evde yaşadıklarımı yazıya dökmekteyim,ha pişman mıyım hiç değilim,yine olsa yine yaparım çünkü futbol, her şeye değerdir.

Oyun anlamında Ümit Milli Takımımıza bakacak olursak sahada basmadık yer bırakmayan,Kosovalı oyunculara bir an olsun bile topu vermeyen bir milli takım seyrettik.

Bence bir takımın en iyi olduğu zaman,bütün oyuncuların oynamaktan keyif aldığı zamanlardır,milli takımımızda Kosova karşılaşmasında net olarak bu vardı.Bu takım nasıl Andorra'ya kaybetti demeden edemiyorum,bunun için kendimizi kutlamalıyız gerçekten(!)

Yusuf Barasi de bugün ilk defa milli takımımız adına forma giyen isimlerden biriydi,yan tarafımızda ailesi de onu bu ilk maçında desteklemeye gelmişti,kalitesi net bir şekilde ortada olan bir oyuncu,top ayağına çok yakışıyor ve oyun olarak da yaşının ötesinde bir olgunluğu var,sahada duracağı yeri çok iyi biliyor ve oyunu iyi yönlendiriyor.

Maç ile ilgili diğer gözlemlerimden birisi de geçen maçta yokları oynayan Ömer Faruk Beyaz'ın Tolunay Kafkas tarafından oyuna girecekmiş gibi trübünden çağrılması sonrası oyuna dahil edilmemesi oldu.Ömer Faruk bu duruma çok kızdı,daha bu yaşında bence böyle kaprisli davranmaktan vazgeçmeli,sonuçta her oyuncu ısınmaya gönderildikten sonra oyuna girmek zorunda değil.